Hipotermi.... E kar uyuşması işte :)






































Merhabalar,
En son yazımda yazdan kalma kareler paylaşmışım. Ne kadar fark var. Biri iç ısıtıyor, biri de donduruyor.
Çocukluğumuza gittik bu hafta İstanbul'da.

Hazır, Seksenler diye bir dizi de yayınlanmaya başlamışken; hangimiz eskileri yâd etmiyoruz ki?
"Çocukluğumuzda fakir değildik ama yokluk vardı." diyor Gani Müjde.
Çok da doğru. Soba bizi birleştiren bir şeymiş. Şimdi herkes ayrı odada vakit geçirirken, bireyselleştik.

Çocuklukta kar macerası olmayan akranım yoktur. (bu arada yaşım 7 senedir 23:))) )
Şimdilerde natioanal geographic kanalında yengeç avı gibi belgeselleri seyrederken çok fazla duyduğum hipotermi kelimesinin anlamını, ancak çocukluğumda kartopu savaşından, tüm üstüm sırıl sıklam eve gelip; sobanın başına geçtiğimde yaşadığım o uyuşma hissi ile tarif edebilirim size.

Arkadaşların getirdikleri çamaşır leğenlerinin içine stoklanan kartopları, ekseriyetle kızlarla erkeklerin gruplaşmasıyla birbirimize atılırdı itina ile.. Biri de ıskalananları toplardı, tüm cesaretini toplayarak ve herşeyi göze alarak...
Kardan adamlar daha bir anlamlıydı değil mi?
Üşüme ve hasta olmayı hiç düşünmeden sere serpe karda yuvarlanmacalar...
Yolların ortasında yatmalar.. Arabaların geçtiği yerlerde, bizim özgürlüğümüzü ilan edişimizdi...
Akşam ezanı okunmasın diye dualar ederdik.
Ezanla beraber içeri koşulurdu....

Çocukluk güzelmiş ama sanırım en güzel çocukluğu 80lerde  yaşamışız. Bizden sonraki neslin daha anne-baba yönlendirmeli bir hayatı var. Şehir bizi böyle yaptı. Uyduk bizde.

İşte benim çocuklarımın kar macerası...
Hepinize keyif dolu günler...


Comments

Popular posts from this blog

NeşeLi Davet Sofrası

Kitaplık

ortaya karışık