Posts

Showing posts from October, 2008

Mor menekşe

Image
Mor menekşelerim Hayata karşı inatçı olmak, sabırlı olmak ve naif olmayı tefekkür ederek öğrenmek gerekiyor. Bu kibar çiçeklerimi sizinle paylaşmak istedim. Aslında yazmak istediğim çok şey oldu fakat yaratılmış bu güzellikler karşısında pek birşey yazamadım. Yaratılanı sev, yaratandan ötürü felsefesini Akif Eren'de de görüyorum ve her defasında çok mutlu oluyorum. Sevgi doluluğu beni mest ediyor. Kuşları, kuçu kuçuları, ağaçları ve menekşelerimi bile öpücüğe boğuyor. Sanırım sevgi herşeyi yeşertiyor. Mevsime inat olsa dahi...

Keyifli pazar

Image
Eskiden pazar günlerini hiç sevmezdim. Çünkü ertesi gün okul olurdu ve erken kalkmak zorunda kalırdım. Şimdi de eşim işe gideceği için biraz hoşlanmadığım olabiliyor ama birlikte güzel vakit geçirerek bunu absorbe edebiliyoruz. Bu pazar da evde olmamızın verdiği rehavet ile ve bir değişiklik yapma arzusuyla yemek yerine börek, kurabiye ve pasta yapmayı tercih ettim. Bir nevi kendimize sürpriz yapmış oldum. Akif Eren pek hoşlanmadı benim ondan başka birşeyle ilgilenmemden ama yapacak birşey yok; dayanmalı... Sahtekar Pastanın malzemeleri: 3,5 su bardağı süt 1 yumurta 7 yemek kaşığı şeker 125 gr (1/2 pk) margarin 2 yemek kaşığı un 1 yemek kaşığı buğday nişastası 1 pk bebe bisküvisi (200 gr) Sosu için: 1 su bardağı su (süt de olur ama görünümü mat oluyor) 4 yemek kaşığı şeker 2 yemek kaşığı kakao ! yemek kaşığı buğday nişastası İç malzemenin hepsini bir tencerede karıştırıp muhallebi kıvamına getirin. Biraz ılınınca içine bisküvileri kırmadan ekleyip fazla kırılmamasına dikkat ederek karı

Dekoratif Kutular

Image
Şimdi çok moda biliyorsunuz. Her yerde çeşitli renkte ve kalitede bulabileceğimiz kutular. Ama bu kutuları nasıl kullandığımız da önemli... Ben yemek odasındaki gümüşlüğün içine konulan bardak tabaktan pek hoşlanmam mesela. Salon takımım da modern tarzda. Minimalizmi de sevdiğim için; bardaklarımı şık bir hamle ile kutulara koyup gümüşlüğe yerleştirdim. Annem her ne kadar bu da ne kızım, gel şuraya dantel açalım dediyse de direttim ve gençler tarafından da çok olumlu eleştiriler aldım. Belki sizin evinizde de ortada çok yer işgal eden ve koyacak yeriniz olmadığı için oraya buraya sıkıştırdığınız şeyleri koymaya bir fikir verir diye ümit ederek yazdım ... Sevgili ihtiyar heyetim, beni mazur görün ama ben o kutuları seviyorum... Elif Ö. ZORCAN

Tatlı Misafirler...

Image
Sabahtan gelen arkadaşım Gülcihan ile çok güzel bir gün geçirdik. fotoğraflarını koyacağım. Akşam yemeğimizin. ARMUT KÖFTELER: Malzemeler: 8 adet küçük boy taze patlıcan 1 adet tavuk göğsü (rondodan geçirilmiş) 1 adet haşlanmış patates 1 adet yumurta 2 dilim bayat ekmek içi tuz, karabiber Küçük patlıcanlar sapları kalacak şekilde soyulur ve tuzlu suda acısı çıkıncaya kadar bekletilir. Bu arada küçük bir tencereye sıvıyağ konulur. (bütün olarak kızartılacağı için küçük ve taze olması önemli) Patlıcanlar kızartılır ve ayrı bir yere alınıp soğumaya bırakılır. Tavuk göğsü rondodan geçirilerek kıyma haline getirilir.Haşlanmış patates rendelenerek tavuğun içine eklenir. Bayat ekmek içi ıslatılıp sıkılır ve karışımın içine ufalanır. Yumurta, tuz ve karabiber eklenip yoğururulur. Elimizi hafif ıslatarak karışımdan patlıcanın etrafını saracak kadar bir parça alınır sonra patlıcanın etrafına güzelce kaplanır. Bütün patlıcanlara aynı işlem uygulandıktan sonra tekrar kızartılır. En son servisten ö

Ramazan öncesi son gezimiz...

Image
Ramazan öncesi çıktığımız son gezi de cuma akşamı İzmit/Değirmendere'deki eşimin halasının evine gittik. İstanbul'da bulamadığımız çim bahçelerde Akif Eren beyin rahat rahat oynayacağını hayal ederken beyefendi çimlerden huylandı. Ellerini çime değdirecek diye ödü patladı. Deniz kenarında kumlardan da huylanmıştı zaten ama bu kadarını düşünmemiştik. Ama top oynamaktan da vazgeçemedi. Asel kardeşi(2) ile çok güzel oynadılar sonunda... Tabii Şirini unutmamak lazım. O da bu tatlı evin köpeği. Ama ismi gayet uymuş bu taze anneye.Tam 8 bebeği olmuş şirinin daha 4 hafta önce... Şirinin yemek yerken elimizden yiyecekleri almasından Akif Eren bey de nasibini aldı. İlkin epey korktu ama sonra alıştı oğlum bu duruma. Burada eniştemizin arka tarafa ektiği domates salatalık cherry domateslerden topladıktan sonra keyifle İzmit ayağını bitirdik gezimizin. Vee Adapazarı/Ali Fuat Paşa'ya gittik. Asiye-Veysel çiftinin ailelerinin evlerine gittik. Veysel'in babası Mustafa Amca ağaçlarına

Bayram telaşesi

Image
Bir bayram koşturmacası yine Sabah erkenden(5:30) kalkıp havaalanına gidip o kalabalığı görünce gözlerimize inanamadık. İçeri girebilmek için bile uzayan kuyruklarda sıraya girmemiz gerekiyordu. Uçağa 30 dk vardı çabuk olmalıydık. Check in işlemini online olarak yapmıştık yapmasına ama bavullar vardı ve asıl pandomima burda kopuyordu. Buradaki kuyruk içeri girerkenkinden bile fazlaydı. Uçağımızın kalkmasına az kaldığını söylediğimizde bize öncelik tanıdılar tanımasına ama ikinci güvenlik kontrolüne girmemiz gerekiyordu. O sırada "Zorcan ailesi lütfen 101 No.lu kapıya gelin" sesi havaalanında çınlıyordu. İkinci kontrol için acele etmeliydik ama sıra! Sıradakilerden izin almamızı söyledi güvenlik görevlisi. Türkler tamam ama Rus bayanın hakkını aldığımız için "Sorry Mrs. We are so sorry" (Çok üzgünüz bayan) ama acele etmeliydik.Hem de çok Vee Akif Eren babasının kucağında benim elimde kabine konulacak küçük bagaj ve 101 No.lu kapıdan geçmek için epey koşturduk. En nih

Bayramınız kutlu olsun

Biraz şeker, biraz baklava ama en çok yüzlerde kalan gülümsemelerdir unutulmaz yapan bayramları. Yine böyle bir bayram yaşayabilmemiz ümidi ile... Eski bayramları unutulmaz yapan da sanırım o naiflikti. Mendillerin içine konan harçlıklar, kolonya kokusuna karışan şekerlemenin tatları, minik cüzdanlarda biriken bayramlıkların sayılması her defasında; sanki artarmışçasına... En çok da ayakkabılara sevinirdik. O parlak ayakkabılar tekrar tekrar giyilir bayram öncesinde ama odanın en baş köşesine konur itina ile.Taa ki o sabaa kadar... Babalar namazdan geldiğinde muhteşem bayram kahvaltısı hazır, fonda TRT Fm bayram şarkıları-türküleri, yüzlerde babanın gelmesini bekleyen o müthiş heyecan, el öpmeler, bayram harçlığı için pazarlık yapmalar ve elbette taptaze giyilmiş daha yeni kokusu üstünden gitmemiş bazen anne dikimi bazen satın alınmış bayramlıklar.... Çocuklarımızın da bu güzellikleri yaşayabileceği bayramları hepbirlikte yaşamak arzusu ile. Elif Örencik ZORCAN