Hep sorulmadan ve istenmeden verilen tek şey akıl. Ahan da sordum!

İnsan denen varlık hep benzer şeyler ile imtihan oluyor.
Kişi kendinden bilir işi! Okurum hızlı giriş yaptım. Giriş bölümünü geçip gelişmenin içinde kaybolmanızı temenni edeceğim ve sonuç olmayacak; zira kendim de sonları bilemiyorum...

Fakir, insanlara rahatsızlık verecek diye adeta ödü kopan; bundan hâzâ çekinen ve fevkalade imtina eden biridir. (yazar burda fakir diye kendinden bahsediyor.Çünkü kendinden bahsetmeyi zaten sevmiyor ama anlatmazsa da içi şişiyor.) Öyle ki; aslında şen şakrak ve bitmeyecek sanılan bi enerjiye sahip gibi gözükse de aslında çok kırılgan ve hassas. Kendi ile meşgul etmeyi cidden sevmiyor ve hicap ediyor.
İmtihanın kendisi de tam burda başlıyor. Karşısına ekseriyetle pervasız ve patavatsız insanlar çıkıyor. Kalbini kırmayı bırak; târ-u mâr ettiğini hiç düşünmeyen insanlar, fakire o kadar elem veriyor ki; kendine gelmesi zaman alıyor. Tam toparlandı derken, darbeler peşini bırakmıyor.

Alaahımmm yazar ne de dolmuş. Ne kederli yazı dediğinizi duyar gibiyim. Ama burası benim çöplüğüm azizim.. Dur hele burda içimi dökebileyim...

Bi bakışın bile izini kolayca silemeyen fakirin yaşadığı zorluğu varın siz düşünün...



Peki ne yapmalı? Fikir arayışındayım...

Sizin var mı fakir gibi çıkmazları?
Yol ayrımları veya dar boğazları?

Belki bana da ayna olur. Yazın bana, etkileşim candır...
Sevgiler
Pürkusur Elif...

Comments

Popular posts from this blog

Dantelde son nokta

şifahane

Babaanne ve Dede Yanında...