Dost kapısı

Her geçen gün, kendime bakıp; "nasıl yani?!" bu çocuklar ve sürdüğün yaşam benim mi? diye şaşkınlıklar içine giriyorum.
İnsan hayatı yaşarken, akıp gideni, geçip geride bıraktıklarını pek fark edemiyor. Sanki o an yaşadıkları ömür boyu sürecek gibi hissediyor.Sıkıntılar da öyle, mutluluklar da öyle...
Gün itibari ile, 5 yaşını hızla dolduran bir oğlum ve 3 yaşına girmiş bir kızım ile her gün ap ayrı koşuşturmalar; çoğu zaman "yeteerr!" çığlıkları, bir çok zaman da "ya sen ne tatlı şeysin" nidalarıyla akıtıyorum zamanı...
Annem geçen gün köşesinde oğlumla ilgili bir yazı yazınca "o anı" tekrar hissedebilme fırsatım oldu. Bir fotoğraf sevdalısı olarak doğumlarımda fotoğraf çektirme imkanım olmadı; zaten zamanlama olarak istesem de pek olmazmış ama anneciğim sayesinde fotoğraftan çok daha büyük bir miras kaldı bana...
Koşulsuz fedakârlığı, kendini ikinci plana atıp, önceliği hep olan tek varlık evlat...

Bu sıralar içsel sorgulama dönemine girmiştim zaten...
Cidden yaşamı, neden vâr olduğumuzu, ne için yaşadığımızı ve yaşamak için neler yaptığımızı düşününce; çok şey anlamını yitiriyor yahut değiştiriyor gözünde insanın..
Uzun zamandır yazamayışım da bundan idi. Çok yakın gördüklerimin aslında yakın olmadığını gördüm. Öyle zannettiklerinin ise böyle olduğunu. Birikmiş nefretleri gördüm, sürekli öfkeli ve çatık kaşlıları. Her şeye cevabı olanları tanıdım. Ama bir cevabı olmayanları da...
Paranın gücünü gördüğümü sandığım sırada; aslında acizliğin tam da kendisi olduğunu tokat gibi vurdu yüzüme gördüklerim. Şaşırdıklarım oldu, beni sarsan şeyler oldu. Beklemediğine şaşırıyor insan. Beklemediğim çok şey oldu.
Farkettim ki aslında beklentisiz yaşarken mutluyuz. Ama klişe değil ha!, harbi bu..
Beklemezsen birinden bir şey, yüklemezsen ona bir davanış biçimi, bir stil, işte o zaman sen erdemli insansın.
Eğer affedebiliyorsan herkesi ama herkesi işte olmaya başlıyorsun...
"Ne olursan ol, gene gel. Burası dost kapısı" diyor ya Mevlâna; eğer öyle bir kapı olabiliyorsan ya da o yolda bir tokmak en azından işte sen o zaman oluyorsun.
İnsan olmanın, ama insan gibi insan olmanın zor olduğunu; kendini düzeltmeye çalışırken, hiç çabalamayarak insanlıktan çıkmak isteyenleri görünce anlıyorsun..
Çünkü iki taraf var her zaman. Eğer bulunduğun ya da bulunmak istediğin taraf için çabalamıyorsan, bulunmak istemediğin; ya da öyle söylediğin taraf için faydalı oluyorsun...
Yazarsam yazacak çok da işte sıkmayayım okurumu.
Selamlar...
Annemin yazısı için buyrun burdan...

Comments

Popular posts from this blog

Dantelde son nokta

şifahane

Babaanne ve Dede Yanında...