Son Günler

Merhabalar herkese, yazacak şeyler yine birikti...
Öncelikle belirteyim hepinizi Reader'dan okuyorum, takip ediyorum. Ama malesef yorum yazacak vaktim olmuyor. Zira netbook ile yazı yazmak; karnım yüzünden çok ulaşılmaz bir halde şu sıralar.

Başlayayım anlatmaya neler yaptım. 8 Kasım yaşgünümdü. Bir yaş daha attım vee yaklaşık beş senedir olduğu gibi hala 23'üm :)) Canım kocacığım bana ne zamandır istediğim saati almış.. Tekrar teşekkürler..
Yeni evime artık tamamen yerleştim ama malesef hala temizlik konusunda bana yardımcı olacak bir bayan bulamadım. Arayan bulur inşaallah bulacağım kısa zamanda. Yeni perdelerim ve değiştirdiğim köşe koltuğumla evim güzel oldu vesselam.

Akif Eren evde olmaya biraz alıştı çok şükür, çünkü hergün evden çıkmaya ve kalabalığa alıştığından; sıkıntıdan bana sarıyordu yavrum şimdi daha sakin. Sadece ben artık ilerleyen gebeliğim yüzünden yerimden bile kalkarken zorlandığım için Caillue, Arthur, Tarçın gibi çizgi filmlere alıştık malesef:((

Malesef diyorum çünkü tv karşısında natepki insanlardan olmaması için çok çaba sarfettim şimdiye kadar bundan sonra uğraşlarım boşa gitsin istemiyorum.

Son olarak da; bugünde dair bir anektotla çocuklarımızı nasıl saplantılı ve basma kalıplı yetiştirdiğimize dair örnek vermek istiyorum.
Doktor randevumuza gittiğimizde(benim için) bu sefer oğluşum da bizimle geldi. İçeride de kendi yaşlarında bir erkek çocuğu daha vardı. Çok sevindik beraber vakit geçirirler diye. Çocuk son derece sevimliydi de. Ama sonra birşeyler onları ayırmaya başladı. İçeriye sadece galoşla girilen ve temiz olduğu her halinden belli olan muayenehanede Akif Eren halıya yattı ve ayaklarını sallamaya başladı. E tabi diğer delikanlı da öyle yapmak isteyince hemen babası ve annesi tarafından "yatmaa!" diye uyarılmakla kalmadı yerden koparılıp alındı.

Tabi ben burda pis anne konumunda kaldım. Hani çocuk kendini yerlere atyor ama ben pasaklı hiç bakmıyorum bile... Bunu da önemsemedim çünkü zaten hiçkimsenin orada yatmadığını farkedecek ve biz büyükler gibi davranıp kalkacaktı yerden. Ayrıca yerde olsa bile bağışıklık sistemi için gerekli olan bakterilerle donanacak ve sağlamlaşacak.

Sonra Akif Eren sebil makinesinden su içmek istedi.Yanda duran bardaklardan aldı, doldurdu ve oturup içti. Diğer çocuk da yapmak istedi ama fısıltıyla konuşan anne ve babası tarafından engellendi döker! diye.

Sonra beraber koşmak istediler ve yine fısıltı ile iknaya çalışan ebeveynler tarafından kucaklanarak oradan uzaklaştırıldılar. Bu arada muayenehanede o esnada bizden başka kimse yok. Hani çok hastalar olur,rahatsız edilme düşüncesi güderler falan, bir nebze anlayışla karşılarım.
Sözün özü; biri bana açıklasın benim kendine güvenen ve istediğini yaparken başkalarına da saygı göstermeyi bilen birey yetiştirme çabam mı geçerli, yoksa "aa bizim oğlan gittiğimiz yerde yanımızdan kalkmıyor. Çok akıllı, çok uslu" mantalitesi mi?

Bence rahat olun ebeveynler yoksa tek tip insanlar dünyayı istila edecekler ve çok sıkıcı bir evrende yaşıyor olacağız....

Comments

pelince said…
Öncelikle nice mutlu senelere :) hiç büyümeyelim aslında...
çocuklar konusunda da ne desem boş.. ayy benimkilerde pisler pis :))

Popular posts from this blog

şifahane

Babaanne ve Dede Yanında...

Dantelde son nokta