Çocuk ve beslenme

Ne zamandır bahsetmiyorum Akif Eren'in beslenmesinden. Ama Sevgili Ayça uzunca yazmış.O'ndan destek aldım bende.
Akif Eren de 2 yaşına kadar neredeyse hiç ek gıda almadı. Mama ağzından girmedi(çok mutluyum)
Bu konuda da söyleyeceğim birşey şudur ki; Bir arkadaşım mama üreten bir büyük firmada satış temsilcisi olarak çalışıyor. Doktorların o mamayı tavsiye etmesi için kendilerine alınan hediyelerden!!!! bahsetti. Evlerine klima, arabalarının eskiyen lastiklerinin değişmesi, kimine deterjan, parfüm, laptop, kamera, cep telefonu vs...
Bu şartlar altında çocuğumun sağlığı için tavsiye edildiği iddia edilen mamanın asla sağlıklı olmayacağına inancım tam ve gönlüm rahat.
Gelelim doktor ve aşılara.
Aşıların çok ağır metaller içerdiği ve çocukların bağışıklık sistemini alt üst ettiğini şuan reddedecek doktor yok. Demek ki çok zararlı. Peki neden hâlâ aşı!
Olmasa ne olur?
Bizim rehabilitasyon merkezimizde (özürlü eğitim merkezi) çeşitli yıllarda yapılmış aşılardan kaynaklanan ve bu kesinleşmiş öğrencilerimizi görünce kararımın sonuna kadar arkasında duruyorum.
Ama çevresel şartları esgeçmemek gerekiyor. Neden aşı yapmadığım konusunda baskı yapan aile fertleri ve çevredeki insanlar yer yer aklımı karıştırıp, bu fikri gözden geçirmeme neden olsalar da. Çok çok çok rahatım.
Şuan çok az hastalanan ya da çabucak iyileşen bir çocuğum var.

Ek gıdalara gelince, süt konusunda da bu kadar kesin kurallı değildim. Zira bende acayip severim sütü. Ama mayanın faydaları tartışılmaz.Mayalanmış süt, mayalanmış yoğurt (kefir), her zaman çok daha iyi netice verecektir.
Ama benim eksiğim süt! İyi süt bulmak zor. Onu da gelecek dönemde bulacağım inşaallah.
Doktor konusunda da, aynı Ayça gibi, aşı şart mı diye sorduğum cici doktorumuzdan; "ne demek şart mı, aşı olmazsa olur mu, bunun aksini kim iddia ediyorsa çok yanılıyor" şeklinde şekilci bir katiyetle cevap alınca, o doktor ile olan ilişiğimi anında kestim.
Malesef toplumda çok ilaç veren doktor iyi, ilaç kullanmadan hastalık iyileşir mi?! gibi kırılamayacak önyargılar mevcut.

Hatta çocuğun canı isterse kola bile seve seve verilebilir, salam sosis yenilebilir, kutu danoneler ile beslenen çocuk sağlıklı olur, ya da bir kere alsa yese ne olur! gibi iyilikler var. Keşke böyle düşünen insanlar bilebilseler, göz göre göre evlatlarına kanserojen madde enjekte ettiklerini.
Bile bile obeziteye, şeker hastalığına, erken kolestrole, kalp yağlanmasına hülasa erken ve acı içinde ölümüne sebep olduklarına inansalar keşke ve dehşete kapılsalar.

Şuan araba ile yaptığım uzun yolculuklardan ve arabada çocuğu oyalamam gerektiğinden biraz abur cubur veriyorum ama asla cips falan değil. Çubuk kraker gibi daha az katkılı şeyler. Onları da inşaallah sıfıra indireceğim.

Comments

AycA said…
Selam :=)
Teşekkürler öncelikle. Ben yazdığım zaman kendimi deli gibi hissediyorum bazen :=)
Aşıların otizime etkisinin ve tetiklemsinin somut örnekleri a.b.d de mevcut(muş) bunlar ile ilgili davaları da otizimli aileler kazanıyor(muş).
Abur cubur hafta bir gün iznimiz var bizimde. Nefsinin de körelmesi lazım yoksaokul abaşladığında fena halimiz!!:=) Hoş okula nasıl başlatacağım gördüklerim karşısında onu da üşünüyorum ya..
İlaç konusuna değinmeden geçemeyeceğim.Dün akşam Erin ateşlendi 38.5 gördük. Doktorumuzu aradım: birşey yapma su ıhlamur içsin illa yiyecekse sebze yesin yemese birşey daha iyi ilaç yok ılık su ile bez ile kompress yap " dedi. peki dedim gece bir ara dişlerimi sıktım acaba ilaç versem de düşşse mi çocuk yanyor diye.. sonra toparlandım ve iyileşceğine ateşin düşmesini vucudun sağlayacağına inanıp başında elimi alnına koyup bekledim.
Sabaha ateşi düşmüştü: ilaç almadan!! eski doktorum 38 i geçtiği anca paracetamolü verirdi!! -ki kendisini bu arada çok severim- hızlıca düşerdi teşi biz de gece uyurduk. neyse uzattım:=9 benim gibi düşünen birilerinin olmasına ne çok seviniyorum biliyor musun?:==))
sevgiler
Elif Zorcan said…
Ayça' cığım senden yorum ve destek almak benim için de inanılmaz güç oluyor.
Ayrıca otizmin nasıl bir hastalık olduğu bilinemiyor, şuan nedenleri araştırılıyor ve tedavisi için gerekenler tabiki..ama şuanda 9.ayından sonra (o zamana kadar normal olan bir çocuk) tamamen konuşamayan, tuvalet alışkanlığı kazanamayan ve malesef tam otizm teşhisi de konulamayan çocuklar yetişiyor ve sayıları hızla artıyor.
Konu uzun yapacak şey çok. Erinciğime geçmiş olsun. Sana da kolaylık dilerim.
Umarım naturel yaşamı tercih etme noktasında insanlara ışık tutabiliriz.
Sevgiler...
Anonymous said…
cok merak ediyorum .bebeklerinize hic bir asi vurdurmadiniz mi ?ve nedenleri kosunda elinizde ne gibi veriler var .paylasirsaniz cok sevinirim ,hayirli gunler
selametle
Elif Zorcan said…
Ben ilk 4 ay olanları yaptırdım ama şimdi doğacak çocuğuma yaptırıp, yaptırmamak da kararsızım.
Rehabilitasyon merkezinde çalıştığım için extra olarak algıda seçiciliğim var ki aşı yüzünden otistik olan çocukların sayısı yadsınamayacak kadar çok.
Şuanda otizm üzerinde yapılan araştırmaları da incelersen aşının etkisini sen de göreceksin. Ayça'nın da dediği gibi Amerika'da açılan davalar kazanılıyor.
Hülasa, çocuğum etraftaki diğer çocuklardan daha sağlıksız değil. Eğer gerekirse ileri de zaten yapılır ama düşüncem şudur ki;
Sağlıklı bir bünyeye mikrop enjekte etmenin her halükarda bir zararı olacağını düşünüyorum.
Herkesin kendi bakış açısı farklıdır. Bence araştırmak en faydalısı olacaktır.
Sevgiler...
füsfüs said…
aşı konusunda çok tedirginim ben aslında, pnömokok da dahil hepsini yaptırdık, açıkçası yaptırmamaya cesaret edemedim, bir de o zamanlar şimdi bildiklerimi de bilmiyordum tabi:))
sen araştırıp bir karar vermişsin ki bu çok güzel bir şey
ek gıda ve mamalar konusunda yazdıklarına ise harfiyen katılıyorum, benim kızımın da midesine hiç hazır mama girmedi, şeker tuz 1 yaşından sonra ve çok az kullandı, cips, danone, çikolata ve lolipopun tadını bilmez, markette görünce ilgilenmez, sebze meyvelere saldırmaya çalışır sadece:))
biz de sadece arbada uzun yolda oyanalnsın diye çubuk kraker veriyoruz, onun da tarifi varmış aslında bir bulsam evde yapacağım
tanıştığımıza memnun oldum,sevgilerimle
Elif Zorcan said…
sevgili füsfüs paylaşımın için teşekkür ederim. Ama Ayça'nın dediği gibi haftada birgün belirleyip bazı şeyleri vermek de gerekiyor malesef çünkü dış etkenleri bi yerden sonra engelleyemiyorsun.
Sevgiler...

Popular posts from this blog

Dantelde son nokta

şifahane

Babaanne ve Dede Yanında...