Engel! Li



Ne zamandır düşündüğüm fakat yazmayı bir türlü beceremediğim konu bu. Neresinden başlarım, nasıl yazsam bilemiyorum şuan yazarken bile....

İşin içinde olmanın verdiği bir alışmışlık oldu belki bende, ama Akif Eren'in bu insanlara normalden farksız bakıyor olması çok hoşuma gidiyor.

Dimağımda çok hadise var, kelimeleri doğru yerleştirememekten, duygularımı yeterince ifade edememekten çekiniyorum. Çekincem sadece en iyi anlatma çabasından kaynaklanıyor o ayrı.
İstanbulda yaşayan kayıtlı 60.000 engelli olması çok sükse yaratacak bir sayı. Ve bu kadar engelli varken çelişkiler de olmuyor değil. Çocuğum erkek - kız olsun diye ısrar edenler. İstedikleri olmayınca çocuğuna ikinci sınıf insan muamelesi yapanlar, evladının anne karnındayken canına kıyanlar...
Gayet sağlıklı çocukları varken onların yaptığı işleri takdir etmekten yoksun ebeveynler..
Sanırım bu anlattıklarım saydıkça artabilecek örneklemelerden.

Gelelim bizim işimize;

Bir engellinin engel derecesini Devlet Hastanesinin verdiği Özürlü Sağlık Kurulu Raporu ile ölçüyoruz. Belirli yüzde (%) hesaplamaları ile sınıflandırılıyorlar.

Rehabilitasyon merkezlerinde eğitim alabilmeleri için %50 ile %90 arasında engelli olmak gerekiyor.%50'nin altında engelliler eğitime ihtiyaçları yok! ve %90'dan fazlası ise eğitim alamaz! kategorisinde. Tabi yönetmelik bünyesinde 35 yaş altı vs gibi çeşitli kurallarda mevcut.

Bu kadar bilgiyi neden veriyorum? Kendimizin %0 engelli olduğunu varsayarsak (el ayak tutuyor,görme- işitme problemi yok, zeka akıl konusunda sorun yok çok şükür) bizim bile birçok rahatsızlığımız varken ve biz bile bazen bu sorunlarla başa çıkamazken; %90 ve üzeri engellileri düşünebiliyor musunuz? Annelerinin yavrum diyerek sarılmaları ve çocuklarını aşkla öpücüğe boğmaları sizce biraz fazla insalcıl mı?



Birkaç güzel söz söylediğinizde gözünüze boş boş bakıp, ağzında hafif bir gülümseme ve mutlu olduğunu belli eder hareketlerden başka tepkisi olmayan çocukların anne-babası ve kardeşi olmak ne demek?

Zekâsı normalden düşük olduğu için sınıf arkadaşları tarafından dışlanan çocuk olmak ne demek?


22 yaşına kadar sağlıklı bir delikanlı iken, askere gidip geldikten sonra geçirdiği bir trafik kazası ile hiç konuşamayan ve sadece destekle 1 adımı 10 dk atabilir; 1 yaşında çocuk haline geri dönen bir adam veya onun anne babası olmak ne demek?

Kendi durumlarını hissetmediklerini mi sanıyorsunuz?!



Engelliler ile engelli olmayanlar arasındaki farkı sadece engeli olmayanlar mı görebiliyor sanıyorsunuz.

Neden sokakta gördüğümüzde bakışlarımızı başka tarafa kaçırmak yerine gidip yüzüne bir öpücük konduramadığımızı düşünün o halde. O yavruların annelerinin ömür boyu büyümeyecek (zeka olarak evet ama ebat büyüyor) bir bebeğe sahip olmalarının nasıl bir his olduğunu düşünün.




Öğretmenleri hastalanınca evde bile duramayan ve ağlayıp dua eden öğrencilerimiz sayesinde Allah bize bazı imtiyazları sağlıyor. Onların bizim onlara göstermemiz gereken merhameti bize göstermeleri yüzü suyu hürmetine dünya çekilebilir durumda.

Çocuğunuz yaramaz olduğu için ona kızıyor musunuz?

Annesinin arabadan indirmek için (arabayı çok seven bir öğrencimiz) yarım saat dil dökmesi gerekirken, başka arabayı göstermek bahanesi ile kandırıp iki saniye içinde koltuktan fırlayan ve dimdik ayakta dikilen ve sonrasında yere ikibüklüm çömelip kafasını yere vuran delikanlının annesine sorun yaramazlık yapan çocuğa kızma duygusunu!

Kızdığı zaman üzerindekileri parçalayarak çıkaran, kendini duvarlara vuran ve öğretmenlerine zarar verebilen Otistik bir kızın annesine sorun çocuk bakmanın zorluklarını..

Maddi zorlukları sorun bu çocukların ailelerine.Hani çok beğendiğimiz ayakkabıyı alamadığımızda hissettiğimiz o içinde kalma duygusunun, onların evlatlarına hiçbirşey verememe duygusunun yanındaki hiçliğini tahayyül edin lütfen.

Söyleyecek çok sözüm var ve olacak da.

Şimdi söyleyin ENGEL! leri kim kaldıracak?

Comments

BlahBlah said…
beyindeki engeli kaldıramadıktan sonra neye yarar?

madalyonun öteki yüzünü yazımışsın. bizim engelden anladığımız yürüme, konuşma ve duyma oluyor.

allahım sabır versin ailelerine.
pelince said…
Bizimde yarın öbür gün başımıza neler geliceği hiç belli değil..Her an hepimiz bir başkasına muhtaç olabiliriz.
Çok zor ve karışık duygular bunlar orası kesin.Yardımcı olmak içim maddi destek şart.Ücretsiz merkezlerin ve sağlık kuruluşlarının çoğalması lazım.
Geçen gün engelliler için bir huzur evi açılacağını duymuştum.

Ama bunlar deve de kulak misali kalıyor malesef :(

Umuyorum bu engeller bir an önce kalkar...
Unknown said…
Gerçekten de engelli bir çocuk büyütmek çok zor, benim de kuzenimde özürlü ve teyzemin onu büyütmek ve geliştirmek için neler sarfettiğini çok iyi biliyorum. Allah yardımcıları olsun,

Popular posts from this blog

Babaanne ve Dede Yanında...

Dantelde son nokta

şifahane