Gezmeyi seven biri olarak nasıl yerler gezdiğimi, gezmeyi sevdiğimi düşündüm.
Genel olarak yaşanmışlıklar olan eski yerler diyebilirim. Yıkık dökük ve pis olmayacak
Eskiyi severim bayılırım hatta ama o şekilde kalmasına tahammül edemem. Kendini yenileyemeyen, yenilenmeyen şeylerden pek haz etmiyorum galiba.
Cam önünde sardunyaları olan bir köy evini bir müstakil eve değişmem aslında.
Köydeyse, divanlarda oturulacak elbet. Minderleri dantellerle işlenmiş divanlar. Ankastre olmayacak mutfağı hatta davul fırın duracak buzdolabı üstünde, Tepesinde şlemeli örtüsü ile. Kapıları tahtadan, camları hepimizin çocukken evinde olan buzlu camdan. Yürürken yer yer gıcırdayan ahşap zemin olmazsa olmazı bir köy evinin. üstüne muşambadan örtü çivilenmiş.. Çivi izinin çok olduğu yerler de ya halı ya da elde örülmüş paspasla örtülmüş.
Hatta gidelim mi birlikte bir köy evine.
Sabah kızarmış biber kokusunun pişi kokusuna karıştığı, Yer sofrasında emaye tabaklara domates doğranmış bir kahvaltıya uyanıyoru…
Uzun zamandır instagram hesabım hakkında iyi şeyler düşünmüyordum.
Böyle söyleyince sanki kendi hesabımı imha edecekmişim gibi falan anlaşılmış olunabilir elbette ama sadece teşhis koymak istiyorum duruma.
Ben hiçbir zaman bebeklerimi, çocuklarımı, eşimi ya da kendi fotoğraflarımı paylaşmayı sevmedim. Kendime dair fotoğraflar paylaşmak tamamen benim kişisel tercihim elbette ama çocuklarımı paylaşsam zaten hayli pirim yapardım ki onların fikirlerinin gelecekte ne olacağını; isteyip istemeyeceklerini bilmediğim için fotoğraflarını paylaşmayı hakkım görmüyorum.
Derseniz ki, annesisin. Senin iraden altındalar istediğin gibi takıl. İşte benim sorunum tam da burda başlıyor.
Ben işte tam burda kedi inisiyatifimde olduğunu düşünülen şeylerin elimde olmadığını düşünüyorum.
Paylaşım yapanlara, bunu öyle arzu edenlere hiçbir eleştiride bulunmam ve beni ilgilendirmez de zaten.
Konuyu toparlamam gerekirse; son zamanlarda göze sokula sokula yapılan; ¨aynı olma-benzeme¨ durumunun haddinden fazla ab…
Tekrar merhabalar..
En son yazımı okuyup, facebooktan yorum yapan bi arkadaşımın yorumunu okuduktan sonra dedim ki; iç sesim benden daha kabaymış..
Bana sorulan sorular inanın gerçek ve fazlası da var. Ama elbette yüzünüzde bi tebessüm oluşturmak için yazılmış yorumlarımdı altındakiler.
Hülasa, siz soruların en az 3 katı olduğunu bilin bu yeter.
Bu yazımda ikiz gebelikte yaşadıklarımı yazmak istiyorum.
Birçok gebe biliyordur ki, progesteron hormonu bizim en yakın kankeytamızdır. Çünkü tekil gebelerde 1 olan oran, ikiz ve çoğul gebelerde tabi ki en az iki kat fazla. Peki ne oluyor iki kat fazla olunca. Tabi ki, bünyesel değişiklikler gösterebilmekle beraber; ilk haftalarda hatta ilk trimestirde görülen bulantılar bu durumda bi kaç kat fazla olabiliyor.
Bak okur! olur oldu demiyorum olabiliyor diyorum. Benden pesimistik açıklamalar duymayacaksın. Sakın ha içindeki pesimizmi benden bilme..
Benim ilk 4 ayım mortingen zortingendi. Bu şu demek.. Anlatmiyyciiiimm..
Son 3 ay da her gebelikte…
Comments