Babaanne ve Dede Yanında...



Çok şey söylemek isterim bu fotoğraf ile ilgili ama fazla söze hacet görmüyorum.
Acı ile yoğrulmuş, hayatın her yaşanmışlığı yüzüne bir çizgi atmış, sert görünümünün altında son derece sevgi dolu bir kalp...
Karşılıksız verilen ve sonunda karşılığı muhakak alınan bir sevgi var ne diyebilirim ki...


Gelelim Babaanne ocağına....
Bizim Dinar'a gelebilme ihtimalimizin olduğu ama gelemediğimiz bir zamanda, Gülbeyaz annemin bize yedirmek için aldığı ve fakat biz gidemediğimiz zamanda onun yumurtlamasına denk gelmiş olup 20 gün-20 yumurta ve ardından kuluçka dönemiyle 10 adet minik hindi...
Şimdi hiç minik değiller.
Gayet güzel beslenip büyütülüyorlar fakat elbette torun sevgisine mağlup olup nohutlu pilav üzerinde servis ediliyorlar şimdilerde...


Bahçedeki naçizane sera...
Kayınvalidem ile kayınpederimin en büyük çekişme konusu; bahçenin neresine ne ekileceği...
Tabi ki kazanan hep annem..


Seranın içini fotoğraflamaya çalışırken elime değen ısırgan otu ile canım yandı ama yapmam gerekiyordu, aldırmadım...
Roka, maydonoz, ısırgan otu ve tekrar roka...
Sofradan eksik edilmeyen yeşillikler ve sağlıklı doğal yaşam....
Burası Afyon/Dinar...

Comments

Anonymous said…
çok hoş görüntüler beni küçükken bir hindi kovalamıştı anam hala unutamıyorum bu resimlerde baya canlandırdılar o anımı sağolsunlar .:)) yeşillik gibisi yok bea .
Lezzet Gemisi said…
Yüreğiniz umutlu, umutlarınız atlı, sevdanız kanatlı, mutluluğunuz katlı, sofranız tatlı, mekânınız tahtlı, ömrünüz bahtlı olsun. Kurban Bayramınız Mübarek Olsun...
Anonymous said…
mutlu bayramlar
yaban mersini said…
hımmm..kesildi mi şimdi bu hindiler yani..ama bekleyebilirdi biraz daha..kurban bayramı hindi yenmez ki..slmlar
Elif Zorcan said…
Bu hindiler bayramdan önce kesildi. Bayramda hiç hindi yenir mi?, mis gibi danacık varken...

Popular posts from this blog

Dantelde son nokta

şifahane